Şirince'nin en lezzetli restoranı 28 yaşında
Mutfakta birbirine geçmiş lezzetli aromaların yaydığı kokuların arasında, yaptığı işin güzelliğinin haklı gururunu yaşayan Hatice Hanımla sıcacık bir sohbet başladı aramızda. 28 yıldır aynı özen ve sevgiyle hizmet veren Bizim Ev Hanımeli Restoranının ünü, yabancı turistler sayesinde ülke sınırlarımızı çoktan aşmış. Yemeklerini çok beğenen ve tariflerini isteyen yabancı misafirler için İngilizce bir yemek kitabı bile hazırlamışlar.
Lezzet Hikayeniz nasıl başladı?
Aydın da doğdum ve büyüdüm. Annem köyün aşçısıydı. Düğün yemeklerini, köyün kadınlarını da işin içine katarak imece usulü, kocaman kazanlarda yemekler pişirirdi. Ben de meraklı bir çocuktum. El almak derler.
Galiba mutfaktaki başarım annemden geliyor. Eşim İsmet le evlendik. Kayınvalidemin yanında yaşadık. Ondan da çok şey öğrendim. Ardından çocuklarımız oldu. Maddi sıkıntılar yaşadığımız bir sürece girdik. O güne kadar hiç dışarıda çalışmamışım. Bildiğim tek iş evimin işi ve yemek yapmak. Yıl 1992. Hayatın neresinden tutarsam tutunabilirim diye düşündüğüm anda, bir arkadaşımın tavsiyesiyle evimizin karşısındaki parkta gözleme yapıp satmaya başladık. Parkın sahibinin hanımı ile parkta çalışan genç delikanlıdan aldığımız ödünç parayla ilk malzemelerimizi aldık. Saçı da tüpçüden veresiye. Önce herkes kendimize yapıyoruz sandı. Biz de yol kenarına geçtik ertesi gün ve işe yaradı. Bir hafta içinde deli gibi gözleme satmaya, ikinci ve üçüncü haftalarda yetiştirememeye başladık. Rabbim yürü ya kulum demişti ama ben henüz bunu göremeyecek kadar yorgun, endişeli, genç ve korkaktım. Bir süre sonra Belediye Başkanımız gelip bu işi daha fazla parkta yapamayacağımızı, bir yer tutmamız gerektiğini söyledi. Bu süre çerçevesinde bana yüzde yüz destek veren eşim İsmet hemen bir yer aramaya koyuldu. İlk iş yerimizi bulmamız çok uzun sürmedi. Zaten kader ağlarını çoktan örmüş. Ama biz bunu daha bilmiyorduk. Almanya’dan emekli halı işiyle uğraşan birinin kiracısı dükkanı açmış ama işletememişti. Her şeyiyle hazır, küçük bir restoran. Ekonomi olarak da hiç baskı yapamadan kiraladı bize yerini. Ama bir sorun vardı. Böyle bir mekanda sadece gözleme satamazdık. Mantı ve çorba çeşitlerini de ekledik. Mantı yapmayı biliyor muydum? HAYIR! Ama iyi bir araştırmacıydım. Önce Kayserili bayanları davet ettim. Sonra başka bilenleri de. Onlarca denemeden sonra bugün hala müşterilerimizin severek yediği Mantımızı ortaya çıkardım. Çorbalardan da Kelle paça, İşkembe ve Mercimek de menüye eklenince menümüz artık hazırdı. Bir kaç ay içinde gece gündüz ailecek durmadan çalışmaya başladık. O kadar çok gözleme acıyor ve pişiriyordum ki akşam yatağa yattığımda yanmış olan parmaklarımın ve tırnaklarımın acısından uyuyamıyordum. Allah’a bana güç ve metanet vermesi için yalvarmadığım gün yoktu. Günlerden bir gün, sürekli olarak bize yemeğe gelen bir müşterim bana şöyle dedi: “Hatice Hanım her gün mantı, gözleme, çorba yemekten bıktım acaba bu mutfakta başka bir şey pişer mi?” diye sordu. Ben de o gün zeytinyağlı patlıcan yemeği yapmıştım kendimize. Tabi dedim içerden bir tabağa koyup götürdüm. Adını da hiç unutmuyorum Ayhan Bey. Yüzündeki büyük gülümsemeyle yemeğini yerken içeriye giren bir turist, o zamanlar İngilizcem hiç yok, Ayhan Beyin tabağına baktı ve ben de aynısından istiyorum diye işaret etti. İşte o günden sonra artık tezgah biraz daha büyüdü, sebze ve et yemekleri de menüye eklendi. Ben acemi ev hanımı artık gerçekten bir aşçı ve restorancı olmuştum. Bu zor günlerde eşimin esnaflık anlayışı hepimize rehber oldu. Ufak şeyleri büyütmemeyi, müşterilerle nasıl konuşulacağını, hizmetin her zaman paranın önünde olduğunu, kimsenin bir başkasının kısmetini yiyemeyeceğini ve daha bir çok değerleri bize o öğretti. Beş yıl sonra eşim iki sokak ileride çarşının merkezinde daha büyük bir yer buldu ve uzun lafın kısası her şeyin başladığı mekanı terkedip, biraz daha büyüme zamanı gelmişti. Bu mekan bize ilk küçük turist gruplarını getirdi ve artık turizme girmenin ilk adımları atılmaya başlandı. İki yılı bitirdikten sonra sağolsun mekan sahibinin kirayı ikiye katlamasıyla biz de artık kendi yerimizi almaya karar verdik.
Bugünkü yerimizi rüyamda gördüm
Yer arayışımız devam ederken, üç parçadan oluşan bir arazi gördüm rüyamda. Bir gün eşim ve kızım bensiz bir yere bakmaya gittiler. Geri geldiklerinde kızım bana “Anne burayı alalım, sakın babama hayır deme, engel olma” dedi. Yeri gördüğümde çok şaşırmıştım. Tıpkı rüyamda gördüğüm arazinin aynısıydı. Söyleten Rabbime çok şükür. Şirince köyü yolu üzerinde, toz toprak içinde, kışlık bölümün yarısından fazlası yangında yanmış, taş taş üstünde kalmamış bir mekanda nasıl bir gelecek gördüler ki! Elle tutulabilen sadece mutfak kısmı ve içindeki fırın… Eşimin sorduğu tek soru “biz buraya müşterilerimizi getirebilir miyiz?” Benim kafamdaki tek soru ise “Biz burayı nasıl adam ederiz?”oldu. Aldığımız risk çok büyüktü. Resmen yeniden sıfırdan başlamak gibiydi ama tek farkı bu kez mutfağımıza, lezzetimize ve esnaflığımıza olan güvenimiz tamdı. Eşim İsmet Bey, işçilerle birlikte bir ay boyunca gece gündüz inşaatın başından hiç ayrılmadı. 2000 yılı kurban bayramında mekanımızı açtık.
O gün anladık ki yıllardır dibinde yaşadığımız Şirince Köyü, meğer yerli ve yabancı bütün turistler tarafından çok rağbet görüyormuş. Tecrübe sahibi olmamıza rağmen, bayram tatilinde mekanı dolduran yerli müşterilerimizle elimiz ayağımıza karıştı. Yıllar içinde mekanımız daha da güzelleşti, diktiğimiz ağaçlar ve çiçeklerle müthiş bir atmosfer oluştu. Dağların arasında, zeytin ağaçları, meyve ağaçları, güller, mevsim çiçekleri ve içimize dolan mis gibi doğanın kokusuyla cennetin bir köşesinde gibiydik ve her gün bıkmadan sıkılmadan yaptığımız yemekleri, müşterilerimiz ve dostlarımızla paylaşarak hayatımızın en güzel günlerini yaşıyoruz. Eşim İsmet Mercan ın ve ailemin desteğiyle 28 yıl içinde turizm bizi tamamen içine aldı ve biz de onları. Her sabah eşimden öğrendiğim şekilde Besmeleyle kapımızı açıp, sağ ayağımızla içeriye girip, akşam lokantamızı kendimiz kapatıyoruz. Birbirinden kaliteli acentalarımız ve rehberlerimizle aile gibi olduk. Artık onlar restoranın bir parçası. Bizlere turizme daha iyi hizmet vermeyi ve guruplarla çalışma sistemini öğrettikleri için onlara da çok şey borçluyuz.
Lezzet sırrı zeytinyağı ve Taş Fırında pişmesi
Bizim Ev Hanımeli Restoranının yemeklerinin sırrı ne olabilir diye düşünürken, bahçedeki taş fırın gözüme ilişti.
Baba mesleği fırıncılık olan İsmet Beyin, kendi elleriyle yaptığı taş fırında odun ateşinde pişiyor bütün yemekler. Hatice Hanımın mutfağında Aydın yöresine ait geleneksel yemekler pişiyor. Yanı sıra Selçuk mutfağından da esinlenmiş. Aydın mutfağına ait bir düğün yemeği olan Sıkma ile Selçuk yemeklerinden Topalağı birleştirmiş Hatice Hanım. Yine kültürümüzün düğün yemeklerinden Keşkek, dana eti ve buğdayın buluşmasıyla odun ateşinde pişiyor. Bizim Evin mutfağında. Hatice Hanım, annesinden gördüğü yemeklerin dışında Balkabağı Dolması ve Çimen Kebabı gibi kendine özgü yemekler de yapıyor. Tezgahta mevsimine göre yaklaşık 40 çeşit birbirinden lezzetli yemek bulunuyor. Bütün yemekler tabii ki zeytinyağı ile pişiyor. Mutfakta 3 kadın yardımcısı ile birlikte yemekleri hazırlayan Hatice Hanım, çalışanlarıyla adeta aile gibi olduklarını ve paylaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurguluyor.
Gelelim İngilizce Yemek Kitabınıza
Restoranımıza gelen yabancı turistler, yemeklerimizi çok beğenip, sürekli olarak tarif istiyorlardı. Kızım Cansu’ nun eşi Tim Tucker Amerikalı. Elbirliği ile benim pişirdiğim yemekleri tarifleriyle birlikte “My Mothers Kitchen” adıyla kitaplaştırdılar. Fotoğrafları oğlum Celil Mercan çekti. Kitap sayesinde zengin Türk Mutfağının yurtdışında tanıtılmasına da katkıda bulunduk. Bu beni çok mutlu ediyor.
Torun Çınar Babaanneden el almış
Hatice Hanımın torunu Çınar, küçük yaşına rağmen mutfağa çok meraklı. Mutfakta annesine yardım ediyor.
Bıçak tutuşu ve sebzeleri doğrayışı ile beni hayran bıraktı. İleride Gastronomi alanında büyük işlere imza atacağına inandığım Çınar Şefe başarılar diliyorum. İşini aşkla yapmanın değerinin paha biçilmez olduğunu bilen Hatice Hanım, bu değeri torununa da aktarmanın keyfini yaşıyor.
FACEBOOK YORUMLAR