İZMİR'Lİ AYŞEN NAZLI'NIN EŞSİZ GASTRONOMİ KÜTÜPHANESİ

İzmir cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, inşaat mühendisi Ayşen Nazlı, Türkiye’de benzeri bulunmayan bir gastronomi kütüphanesi yaratmış. Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk Mutfağı başta olmak üzere dünya mutfaklarının lezzetlerinin tariflerinin yer aldığı yemek kitaplarından oluşan 10 bin eserlik bu kütüphane, ülkemizin gastronomi dünyası için çok önemli bir girişim.

İZMİR'Lİ AYŞEN NAZLI'NIN EŞSİZ GASTRONOMİ KÜTÜPHANESİ
10 Temmuz 2020 - 15:28 - Güncelleme: 27 Eylül 2020 - 22:56
Eşrefpaşa caddesi üzerinde kendisine ait geniş bir ofiste kurulan kütüphane, akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler için her daim kapılarını açıyor.
 
Kanada’da Türk yemeklerini tanıttım.
İzmir’de doğup büyüdüm. Annem Kuşadası’nda doğmuş, babam Kayserili, eşimin ise anne tarafından Kosova  Priştina kökenli olmaları bana farklı kültür ve yaşam tarzlarını yakından izleme imkanı sundu. İzmir’de de devamlı olarak sosyal yaşamın içinde bulundum.
Eşim Ziya Nazlı ile eğitim amacıyla gittiğimiz Kanada’da beş yıl süreyle İngiliz, Amerikan ve Fransız mutfağı kurslarına katıldım. Türkiye’den gelen akraba ve dostlarımdan almış olduğum tarifler ve görsel uygulamalarla öğrendiğim Türk yemeklerini yaşadığımız Sherbrooke şehrinde büyük davet sofraları hazırladım. Türk yemekleri yapımı dersleri verdim.
Türk damak tadını her fırsatta yaşadığımız bölge insanına tanıtmaya çalıştım.
 
Katıldığım Uluslar arası Toplantılarda Koleksiyonculuğun önemini fark ettim.
Ülke gelişmişliğinin değerlendirilmesi kriterlerinde koleksiyonculuğun, arşiv hazırlamanın, belge toplamanın çok önemli olduğunu yurtdışında gördüm. Elimde bulunan belirli sayıda dökümanlarla yola çıkarak yemek ve mutfak kültürü ile ilgili bilgi ve belge toplamaya başladım. İşin içine girince konunun çok geniş olduğunu görerek, sadece Türk ve Osmanlı Mutfağı kültürü ve yemek tarifleriyle sınırlı kalmaya karar verdim.
 
Gastronomi Kütüphanesinin en eski eseri 1833 yılına ait.
Mutfak ve yemek kültürü ile ilgili bu güne kadar basılmış yayınları temin etmeye çalıştım.
Sahaflarla irtibata geçtim. Müzayedelere katıldım. Bu konu ile ilgili sitelere üye oldum.
Türk ve Osmanlı Mutfak ve yemek kültürü ile ilgili en kapsamlı arşive sahip olduğumu tahmin ediyorum. Yaşadığım sürece de tüm imkanlarımı kullanarak koleksiyonumu geliştirmeye devam edeceğim.
 
Koleksiyonculuk insanın içine bir virüs gibi yerleşiyor.
Alışkanlıktan öte bir yaşam tarzı haline geliyor. Yemek kitaplarıyla başladığım arşiv oluşturma çalışmaları, şeker, çiklet, çikolata, kahve, çay v.s. teneke kutularıyla devam etti.
Değişik markalarda satılan peynir, yoğurt, yağ, konserve kutularını toplamaya başladım.
Ayrıca görev ve anı rozeti, çocukluğumdan bu yana sakladığım paraları zaman ve değerlerine göre ayırdım. Dergiler, kitaplar, gazete ve dergi ekleri, kutular, ambalajlar, rozetler, anı objelerinden oluşan kapsamlı  bir koleksiyon.
 
İleriki yıllarda, bu kitapların kıymetini bilecek bir kuruluşa tüm eserleri bağışlamak istiyorum.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum